Necdet YAZAR
necdet yazar  
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ziyaretçi defteri
  Saklı sayfalar
  Top liste
  adana
  manavgat
  bir tutam tebessüm
  haberin olsun
  => güzel türkçemiz
  => duyarsız kalmayın
  => yılmaz erdogan komik mi
  => hepiniz ermeni misiniz?
  internettennetten para kazanma yolları
yılmaz erdogan komik mi
yılmaz erdoğan komik mi?
 
yilmaz erdogan aslinda komik degil
 
 
Yılmaz Erdoğan'a gazeteci İsmail Uğur Ertuğ'un verdiği cevabı mümkün
 olduğunca forward edelim. Bu demokrat geçinen lümpen-soysuz-şerefsiz
 herifin sesi kısılsın artık. Vatanını, milletini gerçekten seven,
 kökeni ne olursa olsun bu topraklarda yaşamaktan mutlu olan ve bundan
 gurur duyan Atatürk ilkelerine bağlı her Türk Vatandaşının, bu adamın
 ve ailesinin (Gülben dahil) kitap, sinema, gösteri, konser, tiyatro
 vb. sanat adı altında yaptıkları adı ne olursa olsun her türlü
 etkinliği boykot etmesi gerekir. Bu aileye giden her bir kuruş,
 mehmetçiğe kurşun olarak geri dönmektedir. Bunu sakın unutmayın...
 
 
Yılmaz Erdoğan duvara tosladı!..
 
 
Okuyun ve 10 değil 1000 kişiye yollayın bu bir vatan borcu. Sizlerden
 ricam, saçma sapan mailleri 10 kişiye yollamak yerine bu maili herkese
 iletin. Her filminde, her şiirinde TSK'ya dokundurmadan rahat etmeyen
 Yılmaz Erdoğan bu kez duvara tosladı. Mektup ' adı altında yazdığı
 uzun yazıda, resmen çocuk katili bölücü teröristlerle Mehmetçiği bir
 kefeye koydu. Hürriyet tam sayfa ve CNN Kürt her saat başı bu bölücü
 yazıyı tekrar tekrar verdiler. Erdoğan yazısında Güneydoğu'da kimsenin
 kimseye ateş etmemesi gerektiğini belirterek şöyle devam ediyor:
 'Kimse ateş etmesin, kimseye. Hiçbir gerekçeyle.
 Hatta kendini savunmak için bile... Çünkü savunmaya başlayana kadar
 masumsun ve masum güzel bir kelime, masum kal...'
 
Yani, hain terörist çoluk çocuk öldürecek, köy basacak; vatan evladı
 Mehmetçik, ne dürüst vatandaşı ne de kendisini savunacak. Pes
 doğrusu!..
 
Devam ediyor.
 'Yazgı birini kışlaya birini dağlara götürmüş. 'Mırın' denir
 Kürtçe'de 'Ölüm'dür Türkçe'de.`
 
Vah vah vah!.. Neredeyse kardeş katili teröristler için ağlamamızı
 istiyor!.. Erdoğan pislik terörist ile vatan borcu için gönüllü olarak
 askere giden ana kuzusu
 askerimizin aynı kaderi paylaştığını hangi cesaretle söyleyebiliyor?
 
Bakın Erdoğan, kendi aşiretindeki köleliği daha kaldıramadan,
 yazısında neler yumurtluyor: 'Ve Türkçe, güzel kelimeleriyle her şeyi
 iyileştirebilir. Kürtçe'yi bu cendereden çıkarabilir. Alır bu
 Mezopotamyalı kardeşini, önce yaralarını iyileştirir. Onu
 özgürleştirir.. '
 
Devletine isyan et. Dağlara çık, 30 yıl önüne geleni öldürürken
 'gerilla' de. Hesabı sorulup çocuk katillerinin dağlara leşleri bir
 bir serilince utanmadan
 'Yazgı, kader mahkumu' deyiver. Aynı Ermeniler gibi. Fransız
 üniforması giyip yüzyıllarca birlikte yaşadıkları insanlara arkadan
 ateş açtılar. Hesapları tutmayıp boylarının ölçüsünü alınca 'Biz masum
 insanlarız. Türkler bizi katletti vs...' demeleri gibi...
 
 
Her HAİN layık olduğu cezayı ER-GEÇ alır. Yılmaz Erdoğan
 tiyatrosunda her fırsatta kendi çocukluğundan söz ederken, 'Hakkari'de
 askerler kurşun atar, biz de onları ellerimizle yakalamaya çalışarak
 oyun oynardık.' şeklinde anılar anlatır ve açık açık TSK ile kafa
 bulur. Onursuzlar da bunu yılışık yılışık alkışlar. Yılmaz Erdoğan NE
 'kalleş dost' NE de mert düşman' olabilmeyi becerebilmiştir. Ciwan
 HACO konseri için toplanan kalabalığa 'Kürtçülük' nutku atarken,
 güvercin kanadına yazdığı mektuplarda 'Timsah gözyaşı' döküyor. Ama '
 İç ülkeden iç ülkeye' diye şiirinde kastettiği Kürdistan'dan hiç söz
 etmiyor
 bu mektubunda. Yazdığı mektup, bizim mütareke medyası tarafından bin
 bir türlü duygu sömürüsü ile servis edilmeye çalışılsa da artık
 mızrak çuvala
 sığmıyor. Tam da TSK'nın sınır ötesi operasyon yaptığı şu sırada mı
 depreşti Yılmaz Erdoğan' ın yüreğindeki 'barış' sevgisi?
 
Yılmaz Erdoğan'a Doğu, Güneydoğu ve Irak'ı
 ondan çok daha iyi bilen bir gazeteci olarak soruyorum:
 Türk Kürt kardeşliğine ve ateşkese bu kadar önem veriyorsan,
 yıllarca PKK'nın yayın organı, terör yanlısı ve aşırı Kürt
 milliyetçisi Özgür Gündem'de ve PKK saflarında faaliyet gösteren
 kardeşin Mustafa Erdoğan'a neden bugüne kadar engel olamadın? Yoksa
 sende mi aynı saflardaydın da haberimiz yoktu? Çok değil, 1997'de
 kardeşin meşhur değilken, PKK'nın
 'kalemiz' dediği, Kuzey Irak'taki Zap kampında 5 Türk askeri rehin
 tutulurken kardeşin de orada yatıp kalkardı. Büyük gazete ve
 televizyonların Diyarbakır muhabirleri (isimleri şimdilik bende saklı)
 ile bölücü Özgür Gündem'in Ankara temsilcisi ve muhabiri olarak
 kamplara gider gelirdi. O zaman kan akmıyor muydu? O zaman kardeş
 değil miydik? Kardeşin yerel kıyafetlerle, 'gazeteci' adı altında
 gözlerimizin önünde terörist kamplarında fink atarken, özellikle kamp
 komutanı azılı terörist Rıza Altun'un dizinin dibinden ayrılmıyordu.
 Rehin Mehmetçikler adına, onun da senin de ne yaptığını ben göz tanığı
 olarak gördüm... Delikanlıysan çık 'bunları bilmiyorum' de!..
 
Kardeşin internetteki özgeçmişine bu çalıştığı terörist gazetesini ve
 o yılları koymamış, sorsana acaba neden?
 
 
Belki hatırlarsın, sen de vardın. Kürt milliyetçisi kardeşin,
 şarkıcı Gülben'le tüm medyanın önünde göstere göstere meydan
 okurcasına Kürtçe şarkı eşliğinde dünya evine girmişti. Kimsenin
 gözünden kaçmıyor. Şimdi kalkmış sanki Türkiye bir ülkeyle
 savaşıyormuş gibi laf ebeliği yapıp, teröristle tertemiz Mehmetçiği
 bir görüp milleti 'Barış'a mı davet
 ediyorsun?
 
 
Abi kardeş dünyanın terrorist dediği PKK'ya halkın huzurunda siz de
 'terörist' deyip, çoluk çocuk masum insanları öldürmemeleri, okul,
 sağlık ocağı ile yol makinelerini yakmamaları için önce onlara mektup
 yazmanız gerekmez mi?
 
 
Sevgili okurlar keşke türlü kelime oyunlarına hiç başvurmadan,
 delikanlıca çıkıp ben 'Kürtçüyüm'
 diyebilseydi daha dürüst davranmış olurdu. Tabii böyle bir kaygısı varsa.
 Siyasal Kürtçülerin başvurdukları en büyük yöntem budur.
 Ağızlarını açtıklarında bol bol kardeşlik, eşitlik, barış ve sevgiden
söz ederler.
 Ancak hava kararınca gündüz birlikte çay içtikleri komşularına kurşun
 yağdırmaktan geri kalmazlar. Mertlik, delikanlılık, barış, çocukların
 geçtiği yollara mayın döşeyerek olmaz!
 
 
Akrabalarına ve kardeşine önce bunu hatırlat Yılmaz.....
 
 
Doç. Dr. Faris KARAHAN
 Atatürk Üniversitesi
 25240 Erzurum
 Tel/Fax: +90-442-231 23 56 / 24 27
 Mobil: +90-533-713 00 84
Necdet YAZAR  
  Daha sitene birden fazla ziyaretçi göndermiş olan hiç link yok!

Senin linkin burada olsun mu?
O zaman buraya kaydını yaptır:
=> Kayda git
 
Bugün 12 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol